Türler arası uyarlama eserler zaman zaman karşımıza çıkan ve artık alıştığımız bir eser türü. Filmlerin kitaba veya kitapların filmlere, dizilere uyarlanması bu türün en popüler örnekleri olmakla beraber; bizim ilgi alanımız olan çizgi romanları da bu tür eserler içerisinde görmek mümkün. Hem başka tür eserlerin çizgi roman uyarlamalarına hem de çizgi romanların başka türlere uyarlamalarına pek çok örnek verebiliriz.

Bütün Ayazların Ortasında, bu bahsettiğim türler arası uyarlama eserlere örnek bir çizgi roman. Fakat bir filmden, diziden veya kitaptan uyarlama değil de bir müzik albümünden yola çıkarak hazırlanmış olması bakımından oldukça ilginç bir eser. Türler arası uyarlama eserlere artık alışmış olsak da bir müzik albümünden uyarlanmış olması, Bütün Ayazların Ortasında’yı istisnai bir çizgi roman yapıyor. Benim için bir ilk olan bu çizgi romanın da sizin için bir ilk olmasa bile ilgi çekici olacağını düşünüyorum.

Kebenin Gölgesinde‘den tanıdığımız Ege Avcı‘nın yazıp çizdiği çizgi roman, Kayra‘nın aynı isimli albümünün hikayesini anlatıyor. Storytelling (Hikaye Anlatıcılığı) tarzında rap müziğin Türkiye’deki en önemli temsilcilerinden olan Kayra, on üç şarkılık albümünde Veysel adında bir karakterin merkezinde olduğu bir hikayeyi anlatıyor. Ege Avcı da bu çizgi romanda albümde anlatılan hikayeyi daha detaylı bir şekilde bizlere sunarken, bunu albümde çok net bir şekilde belirtilmemiş bir başlangıç noktasından başlayıp yine albümde değinilmemiş bir sona götürerek yapıyor. Yani Veysel’in hikayesi yalnızca albümden ibaret değil, çizgi roman da bazı noktalarda eklemeler yapıyor. Dolayısıyla çizgi romanı sadece albümde anlatılanların çizime dökülmüş bir hali olarak görmek yerine, Veysel’in hikayesinin albümde anlatılmayan kısımlarına ışık tuttuğu için albümün tamamlayıcı parçası olarak görmek daha doğru olacaktır.

Bir Rap Albümü Olarak Bütün Ayazların Ortasında

Tabi ele aldığımız çizgi roman bir rap albümünden uyarlama olduğu için, albümden bahsetmeden bir inceleme yapmak çok doğru olmaz. Yazının bu kısmı belki rap müzik dinlemeyen okuyucular için ilgi çekici veya gerekli görünmeyebilir ama çizgi romandan bahsetmeden önce hakkında bir fikir sahibi olmak ve bir altyapı hazırlamak için albüme de değinmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yazının bu bölümünde de albümdeki şarkıları dinlerken kendi yaptığım çıkarımlara ve yorumlara yer vereceğim.

Aşağı yukarı yedi senedir Türkçe rap dinleyen birisiyim. Rap müzik tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de biraz değişmeye başladı, artık yeni rap şarkılarında lirikalite eskisi kadar ön planda değil. Ben bu konuda biraz eski kafalı bir dinleyiciyim, yeni tarzda rap şarkılarını da dinlesem de lirikalitenin rap müzik için en önemli şey olduğunu düşünürüm. Kayra da şarkılarında lirikaliteye önem veren bir mc olduğu için kendisini beğendiğimi söyleyebilirim. Kalemi güçlü, müziği kaliteli, başarılı bir mc.

Daha önce Farazi ile birlikte hazırladıkları Hayalet Islığı albümünde de hikaye anlatıcılığında ne kadar başarılı olduğunu gösteren Kayra, 2019 yılında yayınladığı Bütün Ayazların Ortasında albümünde de hikaye anlatıcılığı ile karşımıza çıkıyor. Veysel’in hikayesini anlattığı albümü on üç şarkıdan oluşuyor.

Albümün ilk şarkısı olan Yol, Veysel’in bir meyhanede arkadaşıyla olan sohbeti ile başlıyor. Veysel’in eşinden boşandığını ve eşinin yanında kalan çocuklarıyla görüşemediğini, evine gelen haciz kararı yüzünden aralarının bozulduğunu öğreniyoruz. Arkadaşının ona söylediklerinden de haciz gelmesinin sebebinin Veysel’in arkadaşının isteği üzerine evini ipotek ettirmesi olduğunu anlıyoruz. Arkadaşı kefil olduğu adamların borcu ödeyeceklerine ve Veysel’in evini geri alacağına dair telkinlerde bulunuyor. Sonrasında Veysel sinirlenip gidiyor ve Veysel gittikten sonra arkadaşı kefil olduğu adamları arıyor. Bu telefon konuşmasında da Veysel’in arkadaşının pek de masum olmadığının ipuçları veriliyor.

Çok Yaşlıyım adındaki ikinci şarkıda konuşma sırası Veysel’den dedesine geçiyor. Bir önceki şarkıda Veysel minibüsten inip köydeki mezarlığın yanında dedesini görmüş ve şaşırmıştı. Dedesi de oradan başlıyor ve ne zaman oraya geldiğini, Veysel’in ne zaman geldiğini hatırlamadığını söylüyor. Kendisinin alzheimer olduğunu bildiğimiz ihtiyar, kafasının sık sık gidip geldiğini söylüyor ve kendisiyle alakalı bazı bilgiler veriyor. Veysel’in dedesinin emekli bir zabıt katibi olduğunu, kendisinin hastalığından dolayı yaşadığı hayattan bıktığını ve ölmek istediğini öğreniyoruz. Şarkının başında “Elinde balta, Niçin odun kırar bu Veysel?” dediği torununu şarkının sonunda tanımayıp “Bahçemizde odunlar kıran herif de kim ki?” demesi de yine dedenin hastalığını ve hafızasının sürekli gidip gelmesini vurguluyor.

Hissederdim adını taşıyan üçüncü şarkıda Veysel yaşadıklarını düşünüp kendi varlığını sorguluyor diyebiliriz. “Bir aile sırrı tam tesadüfen dile dolansa” kısmında bizim henüz bilmediğimiz bir aile sırrının olabileceğine dair bir ipucu veriliyor. “Tarlalarda korkuluklar ayaklandı çoktan” sözleri de Veysel’in zihinsel açıdan çok sağlıklı olmayabileceğini düşündürtüyor.

Albümdeki dördüncü şarkı olan Olmadım Say, Veysel’in içini döktüğü ve hiç var olmak istemediğini vurguladığı bir şarkı. “Bir evlat hangi vakit yalnız hisseder bu denli” sözlerinden Veysel’in babasının yanında olmadığını anlıyoruz. Öldü mü yoksa küsler mi bunu bilmiyoruz- bu soru tıpkı albümdeki diğer pek çok soru gibi net olarak cevaplanmamış, cevabı dinleyicilere bırakılmış.

Albümdeki şarkılardan iki tanesi hariç hepsi solo. Kül Kalır şarkısı da düet olan iki şarkıdan biri (diğeri Karaçalı’nın yer aldığı Felaketimi Beklerken şarkısı). Kayra’ya Da Poet’in eşlik ettiği bu şarkının başında Veysel’in arkadaşı gelip Veysel’i pikniğe götürmek için uyandırıyor. Arkadaşının bu birden çıkan piknik planı için ısrar etmesinin amacı muhtemelen Veysel’i bu haciz konusunda biraz sakinleştirmek ve olayları çok irdelememesini sağlamak.

Has Kepazelik albümün altıncı şarkısı ve tarz olarak önceki şarkılardan farklı. Ritmik bir beatin üzerine okunmuş rap şarkısından çok, kendi kendine konuşmaya benziyor. “Birkaç yanlış yaptım. Peki cidden çok merak ediyorum: Herkesin yanlışı böylesi burnundan gelir mi? Nereye giderse gitsin çınlıyor mu kendi kendine sabırla ördüğü kiremitli duvarlarda?” diyerek yaşadıklarının kendi hatası olduğunu söylüyor ve pişmanlığını dile getiriyor. “Hangisini soracak bunu konuşan yabancılar? Bu kepazelikten bir ders mi alacaklar yoksa olayların anlatıcısına: ”Oh iyi olmuş hıyar ağasına.” mı diyecekler ? Vallahi ben ikincisini verdim” diyerek de arkasından konuşan köy ahalisinden bahsediyor.

Yedinci şarkı olan Dişçi Koltuğu‘nda Veysel artık diş ağrılarına dayanamıyor ve dişçiye gidiyor. Şarkı boyunca da Veysel’in diş ağrısı ve dişçiye gitmesi işleniyor. “Uğradığımız hangi sahaların azizliği, Babamla aynı bahtımız demek bu bir nevi” sözleriyle Veysel ve babasının kaderleri arasında benzerlik olduğunu anlıyoruz ama albümde Veysel’in babasıyla alakalı başka bir bilgi verilmediğinden, bu benzerliğin ne olduğu sorusunun cevabı Kayra tarafından dinleyicilerin hayal gücüne bırakılıyor.

Kafamda Cehennem şarkısı albümün en popüler şarkısı ve klibi çekilen üç şarkıdan biri. Veysel’in kafasından geçen ve zihnini meşgul eden şeyleri öğrenerek başladığımız şarkının klibinde Veysel bir kahvehanede oturup çekilmiş filmlere bakıyor. Sonra Veysel bir hafta önce gelen tebligata göz atıyor. Kahvehaneden çıktıktan sonra bir ağaçaltında etrafı izlerken tebligatı tutuşturup önündeki tarlanın korkuluğunu yakıyor ve motoruna binip uzaklaşıyor. Klipte korkuluğu ateşe vermesi detayı “Hissederdim” şarkısında geçen sözleri destekleyici nitelikte olabilir.

Dokuzuncu şarkı olan Kör Karanlık şarkısı da yine bir diyalogla başlıyor. Veysel’in dişçiden dönerken karşılaştığı bir arkadaşıyla olan sohbetinden, Veysel’e evi ipotek ettiren arkadaşının bir işler çevirdiğini anlıyoruz. Veysel de daha önce şüphelendiği bu konudan artık kesin olarak emin oluyor ve arkadaşının yanından ayrılıyor.

Albümün on birinci şarkısı Öfkemin Şafağı. Adından da anlayacağınız üzere bir önceki şarkının nakaratında geçen “Söker elbet, elbet şafak!” sözü gerçeğe dönmüş ve şafak sökmüş. Veysel’in kendisiyle konuşmalarıyla başlayan şarkı Veysel ile arkadaşının telefon konuşması ile devam ediyor. Veysel’in dolandırıldığını, evini dümenden ipotek ettirdiği adamların ortadan kaybolduğunu anlıyoruz. Veysel arkadaşından hesap soruyor; arkadaşı da kendisini savunarak Veysel’i dolandırmadığını, onun da kandırıldığını açıklamaya çalışıyor ama Veysel’i inandıramıyor.

Sonraki şarkının adı Haciz. Şarkı boyunca Veysel’in dolandırılmasını, gelen haciz cezasını ve şimdi ne yapacağını düşünmesini, sorgulamasını dinliyoruz.

Albümün son şarkısı olan Resmi Evraklar, Kayra’nın vokali açısından Has Kepazelik şarkısına benziyor. Arkada kicklerin öne çıktığı bir beat yok ve Kayra sanki bir rap şarkısı değil bir şiir okuyor. Arkada bir saat işliyor ve yine Veysel’in bir iç hesaplaşmasını dinliyoruz. Adının yer aldığı bu resmi evraklar, kendisinin hayatta olduğunu kanıtlasalar da; haciz kararından sonra Veysel’in elinde hiçbir şey kalmayacağı için aslında onun yok olacağını da belgeliyor. Bu yaşadıklarından sonra da Veysel bir kararsızlık yaşıyor. İntihar etmekle ona bunu yaşatanlardan intikam almak arasında gidip geliyor.

Bir Çizgi Roman Olarak Bütün Ayazların Ortasında

Bütün Ayazların Ortasında’yı bir albüm olarak ele aldığım kısımda çizgi romandaki tüm hikayeyi anlattığım yanılgısına düşmeyin sakın. Girişte de dediğim gibi Kayra’nın albümde bilinçli olarak dinleyicilerin hayal gücüne bıraktığı bazı boşlukları Ege Avcı kendi deyimiyle “biraz kurcalamış”, kendi yorumunu katmış. Hikayenin öncesi ve sonrasına ait albümde anlatılmayan pek çok şeyi çizgi romanda bulmak mümkün.

Ege Avcı’nın bu çizgi romandaki en büyük başarısının da albümdeki boşlukları kurcalarken sağladığı denge olduğunu düşünüyorum. Bu kurcalama işinde aşırıya kaçıp sadece ucu açık konulara odaklanmak veya bu konulara hiç bulaşmayıp sadece albümde anlatılanları çizgi romana dönüştürmek yerine, makul yerlerde makul dokunuşlar yapmış. Bu dokunuşları yaparken de yer yer albümdeki şarkılardan bazı sözlerin yer aldığı sayfalarla hikayenin bölünmesi veya bazı bölümlerde albümdeki diyaloglardan doğrudan alıntı yapılması gibi detaylara yer vermesi, çizgi romanın albümle iç içe olduğunu ve birlikte ilerlediğini hissettirmesi açısından başarılı olmuş.

Albümde cevaplanmayan sorulara Ege Avcı’nın çizgi romanda getirdiği cevapları spoiler vermemek adına açık açık yazmıyorum. Verilen cevapları yorumlayacak olursam gayet tatmin edici cevaplar getirdiğini ve güzel bir hikaye oluşturduğunu söyleyebilirim. Ne çok sıradan, ne de okuyucuyu şaşırtmak için fazla abartılı. Çizgi romanın sonunda yer alan Son Söz kısmında Ege Avcı, bu çizgi romanın albümde anlatılanların kendi yorumu olduğu üzerinde duruyor. Siz de albümü dinledikten sonra daha farklı bir son, daha farklı bir Bütün Ayazların Ortasında hayal etmiş olabilirsiniz ama Ege Avcı’nın getirdiği yorumu da beğeneceğinizi düşünüyorum.

Bunun dışında, çizgi romanı okuduktan sonra goodreads’teki değerlendirmelere bir göz attım ve orada bir okuyucunun albümü dinlemeden çizgi romanı okuduğu için beğenmediğini, hikayeyi zayıf bulduğunu gördüm. Albümü dinlemeden çizgi romanı okumanın nasıl bir deneyim olacağına dair bir yorum yapamam çünkü ben bu çizgi romanı iki kez okudum ve her iki okuyuşumda da önce albümü birkaç kez dinleyip sonra çizgi romana geçtim. Rap dinlemeyi seven birisi olarak benim için çok keyifli olan bu deneyim, rap müzik dinlemeyenler için pek keyif verici olmayabilir.

Ben bu noktada her ne kadar sürekli bir rap dinleyicisi olmasanız da bu albüme bir şans vermenizi ve bir kere dinlemenizi öneriyorum. Sözlerine odaklanarak dinlemeniz hikayeyi, yaratılan kurguyu anlamanız açısından daha iyi olabilir. Ama rap dinlemek size gerçekten eziyet gibi geliyorsa, sadece sözlerine bakabilir veya benim bu yazıda “Bir Rap Albümü Olarak Bütün Ayazların Ortasında” başlığı altındaki yorumlarıma bakabilirsiniz. Albümde anlatılanları hiç bilmeden çizgi romanı okumaktansa en azından bir fikir sahibi olup çizgi romana geçmeniz daha sağlıklı olacaktır.

Çizgi romanın görselliği de başarılı olduğu bir diğer konu. Kebenin Gölgesinde’yi (veya Ege Avcı’nın herhangi bir başka çalışmasını) okuyanlar kendisinin kendine has bir çizim tarzı olduğunu biliyordur. Bu kendisine has çizim tarzı elbette Bütün Ayazların Ortasında’da da karşımıza çıkıyor. Kebenin Gölgesinde ve Bütün Ayazların Ortasında hikayelerinin geçtiği yer anlamında birbirine benzer iki çizgi roman, her iki eserde de hikaye köy ya da kasaba diyebileceğimiz yerlerde geçiyor. Kebenin Gölgesinde, kendisinin okuduğum ilk çalışması olduğu için etkilendim mi bilmiyorum ama ben Ege Avcı’nın bu çizim tarzının böyle yerlerde geçen hikayelere çok uyumlu olduğunu düşünüyorum. Bundan sebep, Bütün Ayazların Ortasında’da çizimlerin hikayeye ve atmosfere uygun olduğunu söyleyebilirim.

Sonuç

Bütün Ayazların Ortasında, bir Türkçe rap albümünden çizgi romana uyarlama olduğu için hedef kitlesi çok belli olan bir eser. Lirikal yönü ağır basan Türkçe rap şarkılarını dinliyor ve çizgi roman okuyorsanız çok yüksek ihtimalle bu çizgi romanı beğenirsiniz. Fakat çizgi roman okumayan bir rap dinleyicisi veya rap dinlemeyen bir çizgi roman okuruysanız bu çizgi romana biraz tereddütle yaklaşabilirsiniz. Benim düşüncem bu iki sanat türünden birine yabancı olsanız dahi bu çizgi romana bir şans vermeniz yönünde. Albümü dinlemek istemeyenlere yönelik tavsiyelerimi bir önceki başlıkta zaten yazmıştım, eğer çizgi roman okumayan bir rap dinleyicisiyseniz Bütün Ayazların Ortasında okuyacağınız ilk çizgi roman için iyi bir tercih olacaktır. Kayra’nın dediği gibi bu eser bugünün dünyasının talep ettiği birçok şeyin çok uzağında bir eser. Umarım gerek albüm gerek çizgi roman hak ettiği ilgiyi ve değeri görür ve bizler de böyle eserlerle daha sık karşılaşırız.